DİĞER
“Erkek egemenliğinin yapıları çok sağlamdır zaten, o yüzden feminist mücadele bu kadar zorludur. Öte yandan feminizmin yapabildiklerini görünce, surda gedik(ler) açmanın zevkine varabilirsiniz! İradenin iyimserliği bu değilse nedir?”
Yeni çıkan, yeni baskısı yapılan, yayınevleri tarafından bize gönderilen, dikkatimizi çeken; okumak ve üzerine yazı yazmak için ayırdığımız bazı kitaplar...
"İyiliği Düşünmek gibi bir ad taşıyan bir kitapta bence “iyilik” kavramı, hem “iyi”den bağımsız olarak hem de soyut olmaktan çıkarılarak ve bugünkü kaygılarla daha derinlikli düşünülüp tartışılmalıydı."
"O sessiz o huzurlu hayali bahar ülkesinin yeryüzüne açılan kapısında özel bir işareti, bir hatırası olsun isteyenler, taşa yazılacak son bir cümleyi hayal edenler vardır. Son bir bilgelik ya da kendilik imgesi. Mermere ne yazılsa kalıcı olabilir? Bir iki sözcükle bütün bir yaşamın özünü yoğunlaştırmak isteyen, içten içe dalgalanan bir söz."
"Hasret burcu şairinin zamanı içten dışa, dıştan içe bu türden sancılı çatışmalarla da yaşandı. Bu durum modern çağın her kültürel ikliminde görece böyleydi; derecesi farklı. Zamanıyla boğuşmaktan umutsuzca yıpranmış şairin sinir uçları denetimsiz yanıp sönecekti. Doğdum mu doğmadım mı, oldum mu olmadım mı; şair miyim değil mi? Bunu nasıl bilebilirim?"
Şairliği kadar şiir düşünürlüğüyle de büyük değerler yaratan Behçet Necatigil’e göre her şair, üç burçtan geçer: Gurbet, Hasret ve Hikmet burcu. Başlangıç Gurbet Burcu’dur. Kendi sesini bulmak için çıkılan gurbettir şiir yaşamı. Bu yazı, üç burca dair denemelerin ilkidir.
Yazarın bireyden, bireyin kendiliğinden ve özgürlüğünden yola çıkarak kurgulamayı tercih ettiği haliyle Ferit imandan (doğu) uzaklaştıkça psikanalizin (batı) ideal nesnesi/hastası haline gelir
Uykusuzluğu edebiyattan mitolojiye, psikolojiden popüler kültüre uzanan bir yelpazede ele alan Marina Benjamin'in Burcu Uluçay tarafından çevrilen Uykusuzluğun Şarkısı kitabından tüm uykusuzlara tadımlık bir bölüm...
Orhan Kemal Cengiz: Türkiye’nin bir gün tümüyle geçmişiyle yüzleşmesini, bu ülkenin sayısız mağdurlarının haklarını teslim etmesini diliyorum. Herkesin eşit ve özgür olduğu, gerçek bir demokrasi hayal ediyorum…
Burcu Aktaş: Doğadan kopmanın hem mekânsal hem ruhsal açıdan getirdiği felaketin sonucunda neler olduğuyla ilgili kendimce bir tablo çiziyor, duygusal hasarın ne kadar çok olduğunu göstermeye çalışıyorum
Yekta Kopan: Bu roman okuruna; “Ey okur! Bu, senin de her gün yaşadığın, algıladığın, tepki verdiğin, vermediğin, düşündüğün, düşünmediğin ya da kendini bu şekilde pozisyonlandırdığın sıradan bir gün!” diyor
Yavuz Ekinci: Bu çağın bir kurtarıcıya ihtiyacı var mı? Evet var. Fakat bir kurtarıcı gelse de bu çağa bir şey yapamaz. Çünkü artık kurtarıcı mesiyetik bir kurgudur. O artık umuduyla değil umutsuzluğuyla ruhumuzdaki varlığını sürdürüyor...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık